M E V Z U A T B İ L G İ L E N D İ R M E S İ R K Ü L E R İ |
|
TARİH |
21.08.2021 |
SAYI |
2021 / 79 |
KONU |
KDV ARTIRIMINDA BULUNANLARIN ÖZEL ESASLAR KARŞISINDAKİ DURUMU. |
KDV ARTIRIMINDA BULUNANLARIN ÖZEL ESASLAR KARŞISINDAKİ DURUMU
ÖZET
7326 sayılı Kanunla yapılan düzenlemeyle 31 Ağustos 2021 tarihine kadar mükellefler, matrah
artırımında bulunabilmektedirler.
Bu düzenleme kapsamında KDV Genel Uygulama Tebliğ değişikliği ile 7326 sayılı KDV
artırımında bulunanların özel esaslar karşısındaki durumu hakkında açıklama ve düzenleme
yapılmıştır.
Buna göre, Aralık/2020 ve öncesi vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak haklarında Tebliğ
kapsamında;
⎯ Sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma olumsuz raporu ile
⎯ Sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma,
⎯ Beyanname vermeme,
⎯ Adresinde bulunamama,
⎯ Defter ve belge ibraz etmeme,
olumsuz tespitleri bulunan ve bu nedenle özel esaslara tabi olan mükellefler aşağıdaki
koşulları sağlamaları halinde özel esaslardan çıkarılacaklardır.
1) Mükelleflerin özel esaslardan çıkarılmaları için 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yılları
için KDV matrah artırımında bulunmaları gerekmektedir.
2) Mükelleflerin özel esaslardan çıkarılma tarihi, artırım tutarlarının tamamının ödendiği
tarihtir.
3) Mükelleflerin taksitlerin ödenmesini beklemeden de özel esaslar çıkmaları mümkündür.
Bunun için taksit uygulamasından faydalanan mükelleflerin hesaplanan tutarların
tamamı ile bir taksite ait tutarın %10’u kadar banka teminat mektubu (herhangi bir
kısıtlayıcı şart taşımaması gerekmektedir), devlet tahvili veya hazine bonosu cinsinden
teminat göstermeleri halinde taksitlerin tamamının ödenmesi beklenmeksizin genel
esaslara dönüşleri sağlanacaktır.
4) 7143 sayılı Kanun kapsamında 2016 ve 2017 yılları için matrah artırımdan yararlanmış
olanların genel esaslara dönüşünde, yararlanma koşullarının ihlal edilmemiş olması
koşuluyla bu yıllar için yeniden artırımda bulunulması şartı aranmayacaktır.
5) KDV artırımında bulunarak özel esaslar kapsamından çıkarılan mükellefler, artırımda
bulunulan yıllar için yukarıda belirtilen olumsuzluklar kapsamında tekrar özel esaslara
alınmayacaklardır.
Öte yandan Tebliğ değişikliği uyarınca; Türkiye'de ikamet etmeyen yolculara KDV iadesi
yapmak isteyen aracı firmaların, Gelir İdaresi Başkanlığına yapacakları "Yetki Belgesi"
başvurularında dilekçeleri ekine İmza sirkülerinin onaylı bir örneğinin eklenmesine ilişkin
zorunluluk da kaldırılmıştır.
20.08.2021 tarih ve 31574 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan KATMA DEĞER VERGİSİ
GENEL UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (SERİ NO:
37) ile 26/4/2014 tarihli ve 28983 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Katma Değer Vergisi
Genel Uygulama Tebliği’nde bazı değişiklikler yapılmıştır. Tebliğ’de 7326 Sayılı Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
kapsamında KDV artırımında bulunanların özel esaslar karşısındaki durumu hakkında
açıklamalarda bulunulmuştur. Yapılan açıklamalar özetle aşağıdaki gibidir:
Aralık/2020 ve öncesi vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak haklarında Tebliğ kapsamında;
⎯ Sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma olumsuz raporu ile
⎯ Sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma,
⎯ Beyanname vermeme,
⎯ Adresinde bulunamama,
⎯ Defter ve belge ibraz etmeme,
olumsuz tespitleri bulunan ve bu nedenle özel esaslara tabi olan mükelleflerden 2016, 2017,
2018, 2019 ve 2020 takvim yıllarında faaliyette bulundukları dönemlerin tamamına ilişkin
olarak 7326 sayılı Kanunun 5 inci maddesi kapsamında KDV artırımında bulunanlar (Bu
yıllardan herhangi birinde faaliyete başlanması halinde faaliyete başlanan yıl ve sonraki yıllar
için; faaliyetin terk edilmesi halinde ise faaliyetin terk edildiği yıl ve önceki yıllar için artırımda
bulunulması gerekir.), artırım tutarlarının tamamını ödedikleri tarihten itibaren özel esaslar
kapsamından çıkarılacaktır.
Ayrıca, taksit uygulamasından faydalanan mükelleflerin hesaplanan tutarların tamamı ile bir
taksite ait tutarın %10’u kadar banka teminat mektubu (herhangi bir kısıtlayıcı şart taşımaması
gerekmektedir), devlet tahvili veya hazine bonosu cinsinden teminat göstermeleri halinde
taksitlerin tamamının ödenmesi beklenmeksizin genel esaslara dönüşleri sağlanacaktır. Bu
şekilde teminat gösteren mükelleflerin 7326 sayılı Kanunun verdiği haktan daha fazla taksiti
aksatmaları halinde, ödenmemiş taksitler muaccel hale gelir ve kalan borcun tamamı teminatın
paraya dönüştürülmesi yoluyla tahsil edilecektir.
7143 sayılı Kanun kapsamında 2016 ve 2017 yılları için (Bu yıllardan herhangi birinde faaliyete
başlanması halinde faaliyete başlanan yıl ve sonraki yıl için) artırımdan yararlanmış olanların
genel esaslara dönüşünde, yararlanma koşullarının ihlal edilmemiş olması koşuluyla bu yıllar
için yeniden artırımda bulunulması şartı aranmayacaktır.
2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 takvim yıllarında faaliyette bulundukları dönemlerin
tamamına ilişkin olarak 7326 sayılı Kanunun 5 inci maddesi doğrultusunda KDV
artırımında bulunarak özel esaslar kapsamından çıkarılan mükellefler, artırımda
bulunulan yıllar için yukarıda belirtilen olumsuzluklar kapsamında tekrar özel esaslara
alınmayacaklardır.
Özel esaslar kapsamında olmadığı halde KDV artırımında bulunmuş olan mükellefler,
artırımda bulundukları yıllarda alım yaptıkları mükelleflerle ilgili olumsuzluklar için yapılacak
tespitler dolayısıyla özel esaslar kapsamına alınmazlar. Ancak, bu mükellefler hakkında,
artırımda bulunulan yıllar için sahte belge kullanma olumsuz tespiti yapılması halinde, Tebliğin
(IV/E-5) bölümünde yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla, sonraki döneme devreden
KDV’ye ilişkin düzeltme işlemi neticesinde artırımda bulunulmayan bir yılda tarhiyat yapılması
gerekiyorsa, mükellef özel esaslara alınmasa dahi düzeltme işlemi yapılacaktır.
Yukarıda belirtilenler dışındaki sebepler dolayısıyla haklarında özel esaslar uygulananların
KDV artırımında bulunmaları ise bunların genel esaslara dönüşlerini sağlamayacaktır. Aynı
şekilde yukarıda belirtilenler dışındaki sebepler dolayısıyla haklarında özel esaslar
uygulanması gerekenlerin KDV artırımında bulunmaları bunların özel esaslara tabi tutulmasını
engellemeyecektir.
7326 sayılı Kanunun 5 inci maddesi kapsamında KDV artırımında bulunmasına bağlı olarak
özel esaslar kapsamından çıkarılan veya özel esaslar kapsamına alınmayan mükelleflerin
iade taleplerinde, haklarında olumsuzluk bulunan mükelleflerden alımlarının bulunduğunun
tespiti halinde, Tebliğin (IV/E-11) bölümünde belirtilen hükümlerin uygulanacaktır.
7326 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendi uyarınca, 9/6/2021 tarihi
itibarıyla haklarında, 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasında yer alan defter,
kayıt ve belgeleri yok etme veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyma
veya hiç yaprak koymama veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte
olarak düzenleme fiillerinden hareketle yapılan vergi incelemesi devam edenlerin bu maddede
belirtilen süre ve öngörülen şekilde KDV artırımında bulunmaları durumunda, söz konusu vergi
incelemesinin tamamlanmasına kadar bu artırımlara ilişkin olarak tahakkuk işlemlerinin
bekletilmesi gerekmektedir. Bu durumda olan ve 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 takvim
yıllarında faaliyette bulundukları dönemlerin tamamına ilişkin KDV artırımında bulunmuş olan
mükelleflerin genel esaslara dönüşleri, vergi incelemesinin ilgili maddede belirtilen sürede
sonuçlandırılamaması veya yapılan vergi incelemesinde bu fiillerin varlığının tespit edilmemesi
ve maddede öngörülen diğer şartların sağlanması durumunda, vergi artırımı sonucunda
hesaplanan vergilerin ödenmesi veya taksit imkanından faydalanılacaksa yukarıda belirtildiği
şekilde teminat gösterilmesi halinde yerine getirilecektir.
7326 sayılı Yasaya göre 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yılları için KDV matrah artırım
oranları aşağıdaki gibidir.
Yıllar KDV(Her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri beyannamelerindeki hesaplanan katma değer vergisinin yıllık toplamı üzerinden)
2016 %3
2017 %3
2018 %2,5
2019 %2
2020 %2
Bir aylık vergilendirme dönemine tabi olan katma değer vergisi mükelleflerince, artırımda
bulunulmak istenilen yıl içindeki vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak;
1) Verilmesi gereken katma değer vergisi beyannamelerinden, en az üç döneme ait
beyannamenin verilmiş olması hâlinde, bu yıla ait dönemlerden verilmiş
olan beyannamelerdeki hesaplanan katma değer vergisi tutarlarının ortalaması bir yıla
iblağ edilerek, artırıma esas olmak üzere yıllık hesaplanan katma değer vergisi tutarı
bulunur ve bu tutar üzerinden bu fıkranın (a) bendinde belirtilen oranlara göre artırım
tutarı hesaplanır.
2) Hiç beyanname verilmemiş ya da bir veya iki döneme ilişkin beyanname verilmiş
olması hâlinde, ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında
bulunulmuş olması şartıyla artırılan matrah üzerinden %18 oranında katma değer
vergisi artırımında bulunmak suretiyle bu fıkradan yararlanılır. Bu durumda olan adi
ortaklık, kollektif ve adi komandit ortaklıklarda ortakların tamamının gelir veya
kurumlar vergisi yönünden matrah artırımında bulunmaları şarttır.
3) Ödenen katma değer vergisi, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider
veya maliyet unsuru olarak nazara alınmaz, ödenmesi gereken katma değer
vergilerinden indirilmez veya herhangi bir şekilde iade konusu yapılmaz.
4) Matrah veya vergi artırımında bulunulması, 213 sayılı Kanunun defter ve belgelerin
muhafaza ve ibrazına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmez.
5) Matrah veya vergi artırımı sonucunda tahakkuk eden vergilerin tamamının ilk taksit
ödeme süresi içerisinde peşin olarak ödenmesi hâlinde, bu vergilerden %10 indirim
yapılır ve katsayı uygulanmaz.
6) Matrah veya vergi artırımı dolayısıyla mükelleflerce verilen yıllık, muhtasar ve katma
değer vergisi beyannameleri ve diğer beyannameler için damga vergisi alınmaz.
7) Matrah ve vergi artırımının 31/8/2021 tarihine kadar (bu tarih dâhil) bu maddede
öngörülen şekilde yapılması, hesaplanan veya artırılan gelir, kurumlar ve katma
değer vergilerinin, peşin veya ilk taksiti bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendinde belirtilen sürede başlamak üzere ikişer aylık dönemler
halinde azami altı eşit taksitte bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi
şarttır. Bu vergilerin bu Kanunda belirtilen şekilde ödenmemesi hâlinde,
ödenmeyen vergi tutarları ilk taksit ödeme süresinin son günü vade kabul
edilerek 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre gecikme zammıyla birlikte
takip ve tahsil edilir, ancak bu madde hükmünden yararlanılamaz.
8) Matrah veya vergi artırımında bulunulması, 213 sayılı Kanunun defter ve belgelerin
muhafaza ve ibrazına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmez.
9) Matrah veya vergi artırımı sonucunda tahakkuk eden vergilerin tamamının ilk taksit
ödeme süresi içerisinde peşin olarak ödenmesi hâlinde, bu vergilerden %10 indirim
yapılır ve katsayı uygulanmaz.
10)İşe başlama ve işi bırakma gibi nedenlerle kıst dönemde faaliyette bulunmuş
mükellefler hakkında ilgili yıllar için belirlenen asgari matrahlar, faaliyette bulunulan
ay sayısı (ay kesirleri tam ay olarak) dikkate alınarak hesaplanır.
Söz konusu Tebliğ yayımı tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.
Bilgilerinize sunulur.
Saygılarımızla…