GÜNCEL
2024/219 Şirket Tüzel Kişiliği Adına İcra Kanalı İle Ödenen Sebepsiz Zenginleşme Bedelinin Kurumlar Vergisi Beyannamesinde Gider Olarak Dikkate Alınıp Alınmayacağı Hk

ÖZELGE BİLGİLENDİRME

TARİH

28.10.2024

SAYI

2024/219

KONU

Şirket Tüzel Kişiliği Adına İcra Kanalı İle Ödenen Sebepsiz Zenginleşme Bedelinin Kurumlar Vergisi Beyannamesinde Gider Olarak Dikkate Alınıp Alınmayacağı Hk

ÖZELGE TARİHİ

06.08.2024

ÖZELGE SAYISI

96620903-125-130995

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Muğla Defterdarlığı’ nın ‘’ Şirket Tüzel Kişiliği Adına İcra Kanalı İle Ödenen Sebepsiz Zenginleşme Bedelinin Kurumlar Vergisi Beyannamesinde Gider Olarak Dikkate Alınıp Alınmayacağı  ‘’ hakkındaki özelgesi aşağıdaki gibidir.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; kurumlar vergisi mükellefi olarak gayrimenkul alım satım faaliyetiyle iştigal ettiğiniz, şirket adına kayıtlı olan taşınmazı ... tarihinde ...'a sattığınız ancak Kadastro Mahkemesinin söz konusu satışa ilişkin tescili iptal etmesi nedeniyle zilyetliğin teslim edilemediği, bu nedenle . tarafından şirketinize sebepsiz zenginleşme davası açıldığı, T.C. . . Asliye Hukuk Mahkemesinin Esas No: . sayılı kararıyla ödenmesine karar verilen tazminatın ve dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizin icra kanalı ile ödendiği belirtilerek, söz konusu ödemelerin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı hususunda bilgi talep ettiğiniz anlaşılmakta olup, Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmaktadır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun "Safi kurum kazancı" başlıklı 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasında indirilebilecek giderler sayılmış olup, aynı fıkranın (3) numaralı bendinde, işle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatların gider olarak yazılabileceği hüküm altına alınmış bulunmaktadır.

Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesinde, ticarî kazanç gibi hesaplanan kurum kazancının tespitinde, mükelleflerin ayrıca hasılattan indirebilecekleri giderler sayılmıştır. Aynı Kanunun "Kabul Edilmeyen İndirimler" başlıklı 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde ise sözleşmelerde ceza şartı olarak konulan tazminatlar hariç olmak üzere kurumun kendisinin, ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanlarının suçlarından doğan maddi ve manevi zarar tazminat giderlerinin kurum kazancının tespitinde indirim yapılmasının kabul edilmeyeceği hüküm altına alınmıştır.

1 Seri Numaralı Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "11.8. Kurumun kendisinin, ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanlarının suçlarından doğan tazminat giderleri" başlıklı bölümünde, "Sözleşmelerde ceza şartı olarak konulan tazminatlar hariç olmak üzere kurumun kendisinin, ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanlarının suçlarından doğan maddi ve manevi tazminat giderleri indirim olarak dikkate alınamaz." açıklamasına yer verilmiştir.

Bu itibarla, ödenen bir zarar ve tazminatın gider yazılabilmesi için işle ilgili olması ve sözleşmeye, ilama veya kanun emrine göre yapılması şarttır. İşle ilgili olmaktan kasıt ise, yapılan harcamanın ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile sıkı sıkıya bağlantısının mevcut olması yani zarar, ziyan ve tazminat ile ticari kazancın elde edilmesi ya da idamesi arasında illiyet bağının kurulabilmesi gerekir. İşle ilgili olmayan veya işle ilgili olsa dahi kurumun kendisinin, ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanlarının şahsi kusuru nedeniyle ödenen zarar, ziyan ve tazminatların gider olarak dikkate alınması mümkün değildir.

Özelge talep formunuz ekinde yer alan T.C  Asliye Hukuk Mahkemesinin Esas No: ..., Karar No: ... sayılı kararında; davanın taşınmazın satımına dayalı tazminat davası olduğu, davacının ... ada ... parsel sayılı taşınmazdan . metrekare hisse satın aldığı, taşınmaz hisse satış bedelinin ödendiği, dava konusu taşınmazın tapuda devredilmediği ve davacıya teslim edilmediği, taraflar arasında geçerli bir satışın olduğu, geçerli satışlarda davacının ifanın imkansız hale geldiği tarih itibariyle satışa konu taşınmazın rayiç değerinin isteyebilme hakkının yasa gereği olduğu, davacının edinimini yerine getirdiği halde davalının edinimini yerine getirmediği, ilgili taşınmazın şirket adına olan tapu kaydının iptaline ve dava dışı 3. kişi adına tesciline, akdin ifasının imkansız hale geldiği tarih olarak Kadastro Mahkemesi kararının kesinleştiği . tarihinin kabul edilerek taşınmazın bilirkişilerce belirlenen bu tarihteki rayiç değeri olan . TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tarafınızdan tahsiline karar verildiği anlaşılmıştır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, Şirketiniz adına kayıtlı mezkur arsa vasıflı taşınmazınızın satış bedelinin tahsil edildiği döneme ilişkin kurum kazancınızın tespitinde gelir olarak dikkate alınmış olması halinde bahse konu mahkeme kararına istinaden icra kanalı yoluyla ödenen tazminatın daha önce gelir yazdığınız tutara tekabül eden kısmının, ödemenin yapıldığı dönemde kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün olup, bahse konu mahkeme kararına istinaden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizin ise kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.

 

Bilgilerinize sunulur.       

Saygılarımızla…